16 Aralık 2013 Pazartesi

Zaza Kürtleri Kimlerdir 2 / (KIRMANC İsmi)

ZAZALAR

Yazar: MALMÎSANIJ

Zaza weki pılıngan bı dar û şûr û gopal
Berê xwe dane Tırkan, gazi kırın "Ero, Ero!" (1)
Cigerxwin


Batıya göçetmiş, göçetmeye zorlanmış ya da orada mecburi iskana tabi tutulmuş olanları sayılmazsa Dımıli Kürtleri (2) şu illerin sınırları içinde yaşarlar:

1)Semsûr (Adıyaman)
2)Çewlig (Bingöl)
3)Bedlis (Bitlis)
4)Diyarbekır (Diyarbakır)
5)Xarpêt (Elazığ)
6)Erzirgan (Erzincan)
7)Erzırom (Erzurum)
8)Mûş (Muş)
9)Sêwas (Sivas)
10)Sêrt (Siirt)
11)Dêrsim (Tunceli)
12)Ruha (Urfa)

Bu illerden Dêrsım ve Çewlig'de nüfusun büyük çoğunluğu; Diyarbekır, Xarpêt ve Ezirgan'da nüfusun önemli bir bölümü bu lehçeyi konuşur. Bazı illerde ise denebilir ki sadece birer ilçenin sınırları içinde Dımıli lehçesi konuşulur. Semsûr'un Alduş (Gerger), Ruha'nın Sêwreg (Siverek), Bedlis'in Motki (Motki) ilçeleri buna örnek verilebilir. Mûş, Sêwas, Erzırom ve Sêrt illerindeki Dımılilerin miktarı ise azdır.

1950 yılına ait T. C. Genel Nüfus Sayımı sonuçlarından anlaşıldığına göre yukarıdaki illerden başka Meleti (Malatya), Qers (Kars), Gümüşhane ve Seyhan [Adana] illerinde de az miktarda Dımıli lehçesini konuşan Kürt yaşamaktadır.

Dımıli lehçesini konuşan Kürtler, yöreden yöreye Kırd, Kırmanc, Dımıli, Dımli, Dımbıli ve Zaza gibi değişik adlarla adlandırılırlar. Konuştukları lehçe de bunlara bağlı olarak Kırdki, Kırmanci/Kırmancki, Dımılki/Dımıli, Dımıli, Dımli, Zazaki veya "So-bê" (Şo-bê) (3) adıyla adlandırılır.

Burada kısaca bu sözcükler üzerinde duracağız. Aşağıdaki bölümlerde yanlış anlaşılma olmaması için hemen belirtelim ki "Kurmanci" sözcüğünü, Türkiye Kürdistanı'nda ve Türkiye'de Dımılilerin ve Şêxbızınilerin (4) konuştuğu Kürtçenin dışındaki Kürt lehçesi olan "Kurmanci" anlamında kullanıyoruz. "Kurmanc" sözcüğünü de yer yer açıkladığımız farklı anlamının dışında genel olarak bu lehçeyi konuşan Kürtler için ad olarak kullanıyoruz.



KIRMANC İSMİ


Hem Dersim yöresinin Dımıli lehçesiyle söylenmekte olan bazı halk ezgilerinden, hem de Dersimli bazı yazarların verdiği bilgilerden anlaşılacağı gibi Dımıli lehçesini konuşan Dersimli Kürtler kendilerine "Kırmanc", genelde Kurmanc olarak bilinen Kürtlere "Kırdas"; onların lehçelerine ise "Kırdaski" veya "Kırdasi" demektedirler.

Dersimli yazarlardan Mustafa Düzgün konuyla ilgili olarak şöyle yazar:

"Dersim halkı nesep (soy) bakımından kendisine 'Kırmanc' der. Başka adları kullanmaz. Diyelim ki yabancı birisi ya da Dersimli olmayan birisi dil sürçmesiyle bir Dersimliye 'Zaza' derse, Dersimli buna kızar, 'Hayır, ben Zaza değilim, Kırmancım' der. Gerçek olan şu ki Dersimli Kırmanclar hiçbir zaman kendilerine 'Zazayız' demezler....

"... Yine Dersim halkı atalarının topraklarını, Kırmancların ülkesini de 'Kırmanciye' diye adlandırır. Ama Türkçe olarak ya da başka bir yabancı dille ülkelerinden bahsedince 'Kürdistan' derler. Örneğin Dersim'in bilgin, şair ve kahramanlarından olan Alişêr, 'Dersim Türküsü'nde 'Kürdistan' sözcüğünü kullanır. Yine Dersim Kırmancları, Kürdistan'ın özgürlüğü için Türk Devleti ve Avrupa devletlerine gönderdikleri telgraf ve dilekçelerin tümünde ülkelerini 'Kürdistan' diye adlandırmışlardır. Dersim'de 'Kırmanciye' ve 'Kürdistan' sözcükleri arasında hiç fark yoktur... Yine Dersim'de ülke adı ya da 'Kırmanciye' ve 'Kürdistan' sözcüğü, sadece Dersim için değil, ister 'Kırmanc' ister 'Zaza' ister 'Kur' veya 'Kurd' olsun, bütün Kürt ulusunun ülkesinin adı olarak kullanılır." (abç) (17)

Mustafa Düzgün diğer bir yazısında da aynı konuya değinir:
"Sözgelimi Dersimliler kendi ülkelerini Kırmanciye (yani Kürdistan-M. D.), kendilerini de Kırmanc (yani Kürt -M. D.) diye adlandırırlar öteden beri." (abç) (18)

Dersimli Zılfi'ye göre ise "Kırmanciye", "Kürtlük" anlamına gelir (19).

Burada Şerefhan'ın bir açıklamasını hatırlatmakta yarar var. Ona göre, Çemişgezek vilayeti bir zamanlar Kürdistan adıyla tanınmıştı. "Öyle ki berat ve emirnamelerde ve diğer sultanlık belgelerinde bu ad geçtiğı zaman, yalnız bu vilayet anlaşılır; ayrıca Kürtler arasında Kürdistan sözcüğü geçtikçe, bundan yalnız Çemişgezek vilayeti kastedilir." (abç) (20)

Piran gibi başka bazı yörelerde Dımıliler, yukarıdaki "Kırmanciye" sözcüğüne karşılık "Kırdane" sözcüğünü kullanırlar. Bu sözcüğün asıl anlamı "Kürtvari", "Kürtlüğe uygun", "Kürtlük" olmakla birlikte Kürtlerin (Kırdlerin) yaşadığı yer anlamına da gelir. Dersim Dımılilerinin kullandığı "Kırmanciye" sözcüğü ile diğer bazı Dımılilerin kullandığı "Kırdane" sözcüğünün anlamına denk düşen "Kurdewari" sözcüğü de Iran ve Irak Kürdistanı'ndaki Kürtler tarafından yer yer "Kürdistan" anlamında kullanılır. Örneğin Naley Cûdayi'de "Kurdewarî, ey wulatî cwanekem" (Kurdewari, ey güzel ülkem) derken şair Hêmın'ın "Kurdewari"den kastettiği budur. Şair Hejar'in sözlüğünde ve Ferhengî Mehabad'da "Kurdewari"nin bu anlama geldiği belirtilir. D. Izoli'nin sözlüğünde ise aynı sözcük, asıl anlamıyla, "Kürde ve Kürt geleneklerine uygun" diye açıklanır.

Öte yandan "... Dersim Kırmancları kendi dillerine de 'Kırmanci derler... Dersim'de Kurmanc lehçesine 'Kırdaski' derler." (21)

Zılfo Xaskar da bu konuya değinir:
"Dersim'de halkın hemen hepsi kendini 'Kurmanc' (Kürt) diye niteler." (22)

Xaskar'a göre, Dersim'de hem Dımıli lehçesini konuşanlar hem de Kurmanci lehçesini konuşanlar kendilerine "Kurmanc" derler (23).

Bir de "Kırmanc" veya "Kırmanciye" sözcüklerinin kullanıldığı Dersim ezgileri ve türkülerinden birkaç parçaya bakalım:

I
DER LAÇI
"...Derê Laçi bıvêso
Yıvısê mı, gavan o.
Bıra pêro dê, na qewxa aşire niya
Merevê Kırmanci û zalımanê Tırkan o..." (24)

Türkçesi:
"Yanası Laç Deresi


Yivısım benim, çetin geçittir.
Vurun kardeşler, bu aşiret kavgası değil
Kürtlerle zalim Türklerin savaşıdır..."

II
SEY USÊN Û SEY RIZA
"... De biye, biye, wela begê mı biye
Hêfê mı yêno be Sey Uşêni
Haq zaneno reyisê Kırmanciye..." (25)

Türkçesi:
"... Oldu, oldu, [ah] beyim oldu
Sey Uşên'e hayıflanıyorum
Tanrı bilir Kırmanclığın (Kürtlüğün) reisi [idi]."

III
Seyid Rıza'nın oğlu Bava'nın öldürülmesi üzerine yakılmış olan bir ağıtta şöyle denir:

BAVA
"... Vaci, vaci, Bavayê ho ser o vaci
Bavayê mı şiyo Xozat
Cêno padişayena Kırmanci..."

Türkçesi:
"... Söyliyeyim, söyliyeyim, Bavam üzerine söyliyeyim
Bavam Hozat'a gitmiş
Kırmancın (Kürdün) padişahlığını alacak..." (26)

IV
Dersim Ayaklanması sırasında hunhar bir biçimde katledilip kafası kesilen Bextiyaran aşireti reisi Sahin (Sahan, Şahan)'in katlediliği (27) üzerine (28) yakılmış olan bir ağıtta şöyle denir:

SAHIN
"... Sahinê mı ke merdo nêmerdo,
Şikiyo tılsımê Kırmanciye..."

Türkçesi:
"Şahin'im öldü öleli
Söndü yıldızı Kürtlüğün!" (29)

V
Qemo Areyiz adlı Dersimli ozan Kırmanci (Dımıli) lehçesiyle söylediği bir türküde şöyle der:
... [Mı] Hatırê xo wast binû tever,
Verê çêveri de guret mı ra,


Tırkonê Anadoliye,
Des hot mordemi danê zu mordem ro,
Tey çino şeref û camêrdiye.
Mı va: "Heqo, nıka bıviyêne
Na za çor xortê Kırmanciye,
Ma ve sıma ra pêro dênê,
Sari bıdiyene kerden û camêrdiye."
.................
Mı va
"Najni, mı ra çı wazena?
To de çin o goni-qeyretê Kırmanciye..." (30)

Türkçesi:
"Vedalaşıp dışarı çıktım
Evin önünde çevremi sardılar,
Anadolu Türkleri, on yedi kişi bir kişiye vuruyor,
Şeref ve mertlikten yoksunlar.
"Tanrım" dedim,
"Şimdi olsaydı burda dört Kırmanciye (Kürdistan) genci,
Sizinle dövüşseydik de,
El göreydi yapılanı ve yiğitliği."
.................
"Yenge, ne istersin benden?
Sende Kırmanclık (Kürtlük) kanı-gayreti yok"
Dedim.

Diğer bazı Dersim Dımılilerinin yazılarından da "Kırmanc" veya "Kırmanciye" sözcüklerinin kullanılışına birkaç örnek verelim:

I
"Wuşên Axa wayırê mıletê Kırmanciye vi..." (31)

Türkçesi:
"Wuşên Ağa Kırmanc(iye) milletinin sahibi idi..."

II
"... Horte ra serr vêrenê ra, dewleta Tırkû qanun vezena (vejena), vana "Na ra têpiya bekçi leyê dewlet de ververê pêşmergûnê Kırmancû pêro dê." (32)

Türkçesi:
"Aradan yıllar geçer, Türk devleti yasa çıkarır, 'Bundan sonra bekçiler, Kırmanc (Kürt) peşmergelerine karşı devletin yanında dövüşsünler' der."

III
Burada aktaracağımız metin ise sonraları tahrif edilmiştir. Bu metnin ilgili bölümü şöyledir:
"Lawikê ma, sanikê ma ca roz ve roz bêne vind? Ca caê de namê Kırmanciye nêvejino? Ca rê caê radun de vengê ma ... " (33)


Türkçesi:
"Türkülerimiz, masallarımız niçin günden güne kayboluyor? Niçin Kırmanciye'nin adı bir yerde çıkmıyor? Niçin radyolarda sesimiz..."

Daha sonra, yukarıdaki metin, Dımılilerin Kürt olmadığı propagandasını yapan ve Ebubekir Pamukçu tarafından yayınlanan Ayre dergisinde de yayınlanmış, fakat Ayre'de "Kırmanc" sözcüğü kaldırılmıştır. Böylece Türkiye dışında belki de ilk kez bir metin Kürt (Kırmanc) sözcüğü açısından sansüre uğramıştır. Ayre'de "Kırmanciye" ile ilgili cümlesi çıkarılmış olan metin şöyledir:
"Lawıkê ma, sanıkê ma ça roz ve roz benê vind? Ça cayê radun de vengê ma..." (34)
Türkçesi:
"Türkülerimiz, masallarımız niçin günden güne kayboluyor? Niçin radyolarda sesimiz..."

Dersim Dımılilerinin Kurmanc lehçesi anlamında kullandıkları "Kırdasi"/"Kırdaski" sözcüğünün yerine "Kırdaşi"/"Kırdaşki" de denebiliyor. (Dersim şivesinde "S" ve "Ş" seslerinin birbirine dönüşmelerine sık sık rastlanır). Yeri gelmişken belirtelim ki, "Kırdaşi/Kırdaşki" sözcüğü Türk kayıtlarına ilginç bir biçimde girmiş bulunuyor.

1950 yılındaki T. C. Genel Nüfus Sayımı Sonuçlarıyla ilgili bir kitapta (35), illerdeki "anadil itibariyle nüfus" bölümünde, Kürtçe başlığı altında şu üç lehçe yeralıyor: 1)Kürtçe/Kırmancca (Kitapta bu iki sözcüğün Ingilizce karşılığı "Kurdish and Kırmanc" biçiminde sunuluyor.) 2)Kırdaşça 3)Zazaca

Kurmancca ve Zazaca'dan ayrı olarak Kırdaşça diye bir Kürt lehçesinin olmadığı düşünülünce ve özellikle de sözkonusu kitaba göre Kırdaşçanın en çok konuşulduğu iller gözönüne alınınca durum anlaşılıyor. Belirtilen bu listede Kırdaşçanın fazla konuşulduğu iller sırasıyla Tunceli, Erzurum ve Erzincan'dır. Yukarıda Kırdaski veya Kırdaşki olarak değindiğimiz adın Dersim Dımıli Kürtleri arasındaki kullanılışının Türk makamlarının böyle bir ayırıma gitmesine yolaçtığı anlaşılıyor.

Aynı kaynağa göre, Kürtçe/Kırmancca konuşanların sayısı Tunceli'de 54056 iken Zaza lehçesini konuşanların sayısı 3529'dur. Bu sayılar konuyu daha iyi açığa kavuşturuyor. Bilindiği gibi Dersim (Tunceli)'de, Dımıli lehçesini (kitaptaki ifadeyle Zaza lehçesini) konuşanlar, Kurmanci lehçesini konuşanlardan çok daha fazladır. Oysa ki burada Kürtçe/Kırmancca konuşanların miktarının Dımıli (Zaza) lehçesini konuşanlarınkinden çok daha fazla yazıldığı görülüyor. Dersim (Tunceli) Dımılileri kendilerine Kırmanc, lehçelerine de Kırmanci/Kırmancki dediklerinden, bu dur um sözkonusu nüfus sayımında bu biçimde yansımıştır.

Bütün bu örneklerin gösterdiği gibi, hem Dersim Dımılilerinin, hem genelde "Kurmanc" adıyla tanınan ve Kuzey Kürtçesini konuşan Kürtlerin hem de Güney Kürtçesini konuşan Kürtlerin ayrı ayrı kendilerine Kırmanc dediklerini görüyoruz. Örneğin genelde Kurmanc olarak bilinen Kürtler, Şernex (Şırnak), Behdinan ve Çiyayê Kurmênc yöresi gibi birçok yörede kendilerine Kırmanc diyorlar. Yani bu sözcük, Kürdistan'ın Suriye, Türkiye, Irak ve Iran işgalindeki parçalarındaki Kürtler tarafından bugün yer yer kullanılmaktadır.

Güney Kürdistan'daki Kürtlerin kendilerine Kırmanc (36), lehçelerine "Kırmanci Xwarû" (Güney Kırmanccası); Kurmanci adıyla tanınan ve Kürdistan'ın Türkiye parçasındaki Kürtlerin çoğunluğunca konuşulan lehçeye ise "Kırmanci Serû" (Kuzey Kırmanccası) dediklerini biliyoruz. Birçok yazılı kaynakta da yine Kurmanc yerine Kırmanc sözcüğü kullanılır (37).
Örneğin Ehmedê Xani'nin Mem û Zin'indeki Kurmanc sözcüğü, bazı Mem û Zin metinlerinde Kırmanc biçiminde kullanılır. Öte yandan Kırmanc sözcüğünün de bazen "Kırmac" veya "Kırmaç" (38) biçiminde kullanıldığı görülür. Nitekim ünlü Kürt kadın şair ve tarihçisi Mestûre Xanımi Erdelan, tarihinde Kırmac sözcüğünü kullanır. Aynı şekilde Muhemmed Emini Gulustane, "Mucmelu'l-Tewarixê Efşariye we Zendiye" adlı kitabında, Süleyman Paşay Baban'da n sözederken "Sılêman Padşay Kırmac Bebe" der (39). Ferhengi Xal'a göre de Erdelan şivesinde "Kırmac" sözcüğü "Kırmanc" anlamında kullanılır (40).

Kırmanc sözcüğünün ikinci dediğimiz diğer anlamına gelince, Muzaffer Erdost'un Şemdinli yöresiyle ilgili bir araştırmasında bu konu ile ilgili olarak şunları okuyoruz:
"Aşiret, kabilelerden ve hiçbir kabileye mensup olmayan Kırmançlardan meydana gelir... Başka mirlerin yönetiminden çıkarak, başka aşiret reislerinin baskısından kaçarak, bir aşiret içine gelerek yerleşmiş üyeler, aileler ve kabileler, yeni geldikleri aşiret ile zamanla kaynaşırlar ve bunlar da zamanla aşiret üyesi sayılırlar; ama aşiretin kanını taşımadıkları için ayrı ve düşük bir tabaka muamelesi görürler, bunlara kırmanç denir (Muzaffer Erdost'un notu: Kürtlerin büyük bir boyu olan Kırmanç (Kurmanç) şubesi ile buradaki "kırmanç" sözünü birbirine karıştırmamak gerekir. Burada aşiret içinde Kırmanç olmaktan başka hiçbir kan akrabalığı olmayanlar anlamında kullanılmaktadır)".

Yine Muzaffer Erdost, aynı araştırmasında şöyle diyor:
"Kırmanç, aşiretinden birey, aile veya kabile halinde ayrılarak bir başka aşiret içine yerleşmiş olanlardır. Örneğin Iran'dan gelen Humaro aşireti mıntıkasında Nerduşe'ye yerleşen Dıri kabilesi, kendi aşiret mıntıkasında kab ile sayıldıkları halde, Humaro aşireti içerisinde kırmanç sayılmaktadırlar. Bir kırmanç, 'mîr'in veya 'pısağa'nın kızını, aşiret üyesi sayıldığı halde, aşiret kanını taşımadığı için alamaz. Kaçıracak olursa, aşiretten kovulur, fırsat bulunursa öldürülür, malı elinden alınır. Ayrıca, kırmanç, divanhaneye girip oturamaz, sohbete katılamaz." (41)

M. van Bruinessen, Iran Kürtleriyle ilgili bir yazısında, "kırmanc" sözcüğünü "Çiftçilikte uğraşan ve aşiret mensubu olmayan Kürt" diye açıklar (42). Aynı yazar, "Kurmanc" (Bence bu sözcüğün "Kırmanc" biçiminde olması gerekir-Malmisanıj) sözcüğünün "Kuzey'in bağımlı köylülüğünü" örneğin Çatak'ın aşiretsiz köylüleri ile Şırnak ve çevresindeki "aşiretsiz (aşiretsizleşmiş) köylüler"i ifade ettiğini, Güneyde aynı sözcüğün "aşiret savaşçıları için" kullanıldığını, Dızeyiler'de ise "genellikle bağımsız küçük çiftçiler" anlamında olduğunu yazar (43).

Irak ve Iran Kürdistanı'nda "Mukriyan, Soran ve Sıne (Senendec) halkı, köylü halka Kırmanc" der (44).

Kırmanc sözcüğünü açıklayan Heci Ce'fer'e göre bu sözcük, Behdinan (Badinan) bölgesinde genel olarak Kürt anlamında kullanıldığı gibi, bazen "reaya, alt tabakadan halk" anlamında da kullanılır. Örneğin birisine "Ez ne kırmancê babê te me" (45) (Senin babanın kırmancı değilim) derken kastedilen budur.

Aynı şekilde Yusuf Ziyaeddin Paşa'nın Kürtçe-Arapça sözlüğünde, "Kurmanc" sözcüğünün "reaya" anlamına da geldiği (46) belirtilir. (Bu sözlüğün Mehmet Emin Bozarslan tarafından çevrilip yeniden düzenlenerek 1978'de yapılan Istanbul baskısında, "Kurmanc" sözcüğünün bu ikinci anlamına yer verilmemiştir.) (47)

Bu husus Ismail Beşikçi'nin de dikkatini çekmiştir. Beşikçi, "Şeyh, seyit, aşiret reisi ve büyük toprak ağaları, kendi deyimleriyle Kırmançlar'a yani halka kızlarını vermezler" dedikten sonra konuya şöyle açıklık getiriyor:
"Kırmanç, Kürt demektir. Fakat Doğu'nun feodal egemen sınıfı kendini Kırmanç kabul etmemekte, bu terimi ezilen, sömürülen, horlanan Kürt halkı için kullanmaktadır. Bu Osmanlı devrindeki ümmetçilik ideolojisinin kalıntılarıdır. Fakat Kürt halkı uluslaşma sürecine girdiği zaman Kırmanç değer kazanacak, aşaşılayıcı anlamını kaybedecektir. Osmanlı Imparatorluğu devrinde horlanan Türkmen'in Türk halkının uluslaşmaya başlamasıyla değer kazanması gibi..." (abç) (48)

"Kurmanc" sözcüğü de bazen "Kırmanc" sözcüğüyle aynı anlamda kullanılır. Örneğin Selmas ve Urmiye yöresindeki Kürtler arasında, aşiretlerden hiçbirine mensup olmayan, temel uğraşı tarım ve çiftçilik olan yerleşik köylülere "Kurmanc" denir (49).

Ihsan Nuri'nin bu konuda yazdıkları da pek farklı değildir:
"Kürdistan'ın Rızaiye ve Şahpur kesiminde aşiret teşkilatına mensup olanlar kendilerine Kurd, tarımla uğraşan diğer kesime de Kurmanc adını verirler. Bu Kurmanclar da kendilerine Kurd diyorlar. Bu aşiretler kendilerini Kurd milletinin Kurmanc bölümünden sayarlar ama diğerleriyle aralarında ne dil ne de görenek ve alışkanlıklar yönünden farklılık yoktur." (abç) (50)

Tewfiq Wehbi ile C. J. Edmonds'un açıklaması keza aynı yöndedir:
"Kırmanc: Aşiret mensubu olmayıp Kürtçe konuşan köylü." (51)

Ünlü Kürt şairi Melayê Cıziri'nin bir şiirinde kullandığı "mir û kurmanc" (bey ve kurmanc) (52) deyişini de hatırlarsak Kurmanc sözcüğünün birkaç yüzyıl önce de bu anlamıyla kullanılabilidiğini anlarız.

Ama ünlü Kürt şairi Ehmedê Xanî, 17. yüzyılın sonlarında yazdıği Mem û Zin'de, eserinin yazılış nedenini açıklarken "Ekrad" (Arapçada Kürd sözcüğünün çoğulu) ve "Kurmanc" sözcüklerini birlikte ve aynı anlamda yani Kürt anlamında kullanır:
"Da xelq nebêjitın ku "Ekrad
Bê me'rîfet in, bê esl û bunyad
Enwa'ê milel xudan kıtêb ın
Kurmanc tenê di bê hisêb in."

Türkçesi:
Ki el "Kürtler,
Marifetsiz, asılsız ve temelsizdir,
Çeşitli milletler kitap sahibidir
Sadece Kürtler hesapsızdırlar" demesin.

Son olarak "kurd" sözcüğünün başka bir anlamına da değinerek bu bölüme son verelim. Ünlü Farsça sözlüklerden "Ferhengê Mu'in"de "kurd" sözcüğü "çoban, sürü sahibi, göçebe" (53) biçiminde açıklanır. Öte yandan

"Ortaçağda yaşamış Arap coğrafyacılar, 'kurd' sözcüğünü (Arapça çoğulu: ekrad) (54), ne Arap ne de Türk olan göçebe ya da yarı-göçebe aşiretler için kullanmışlardır...... çok seyrek olarak da Arapça konuşan göçebeler bile 'ekrad' diye adlandırılırdı." (55)

Kurr

Dımılilerin Kürt olmadığını iddia edenlerden bazıları, önemli bir kanıtmış gibi Dersim Kırmanclarının (Dımılilerinin) Kurmanclar'ı "Kur" veya "Qur", dillerini ise "Kırdaski" diye adlandırdıklarını ileri sürerler. Oysa ki Dersim Alevileri "Kurr" sözcüğünü sadece "Kurmanclar" için değil, Kurmanc olsun Dımıli olsun Sünni Kürtler için kullanırlar. Bu sözcüğü kullananlar da sadece Dersimli Dımıliler değildir. Dersim ve Maraş yöresinin bazı Alevi Kurmancları aynı sözcüğü Sünni Kurmanclar için de kullanırlar ve bu sözcük Dımıli olsun Kurmanc olsun Sünnileri küşümsemek, hafife almak için kullanılır. Bu anlamıyla "Kurr" sözcüğü, Türkçe'de Kürtler için "cahil, bilgisiz" anlamında -hakaret sözcüğü olarak- kullanılan "kırro" sözcüğünü çağrıştırmaktadır (56). Nitekim yukarıdaki sözcüğün "Kuro" biçimindeki kullanılışına da rastlanmaktadır. Örneğin Haydar Işık'ın Dersimli Memik Ağa adlı romanında Memik Ağa şöyle der:
"-Saadettin Efendi, Bertal Ağa Xormek aşiretinin reisidir. Iyi bilirsen sen de. Bu aşiret şimciyecek devletten yana çıktı. Şıh Said Isyanı'nda Kurolara darbe vurmuştur." (57)
Şêx Said Isyanında darbe yiyenlerin sadece Kurmanclar olmadığı, en az onlar kadar Sünni Dımılilerin de darbe yediği ise açıktır.

------------------------

NOT-2: "Kırmanc" kelimesinin Dersim'de genel olarak "Kürt" manasında da kullanıldığına iki örnek:

Munzur Çem "Dersim'de Alevilik" kitabında bu konuya şöyle değiniyor:

"Dersimlilerin kendilerine Kırmanc dedikleri doğru. Ancak bu terim, sanıldığı gibi sadece Dersim'in Kırmancki (Dımılki/Zazaki/Kırdki) konuşan kesimini değil; Alevi olsun, Sünni olsun Kurmanci (Kırdaski) konuşan kesimlerini de kapsıyor. Yani, Kiğı'nın, Karakoçan'ın, Pertek'in, Mazgirt'in, Çemişgezek'in, Hozat'ın, Koçkiri'nin vs. Kurmanclarının da adıdır; Kürtlüğü ve Kürtleri ifade ediyor. Benim doğup büyüdüğüm Doğu Dersim'de "Kırmancê Erzurumi" , "Kırmancê Muşi", "Kırmancê Diyarbekiri" vb. tanımlamayı her an duymak mümkün."
(http://www.zazaki.org/modules.php?name=News&file=print&sid=17)

Pîr Rıza Yağmur, DersimTV'de yayınlanan roportajında "Ma kirmancî me" diyor ve diğer Kürtlerden de alevi-sünni, kurmanc (kırdas)-kırmanc(zaza) farketmeden "Kırmanc" olarak bahsediyor:

"Nika, dîn ama, seba miletê kirmancî zaf zulm bî. Ça zulm bî? Kirmancî zubînî ra birnay ra. Heto bîn bî şafî, heto bîn bî alewî. Raver ê kirmancî kî, yanî şafîyî, kirmancê şafîyî be xo nêvat ke ma şafî yî. Se serro ra zêde îno îslam qebul nêkerd. Tam se serrî da pêro. Ham nêşîkîya; taqata xo birîye. Qumandanê îslamî Omer kut ke deşta Urfa, 40-50.000 kirmancî sere birna."
http://dersimtv.com/video/pir-riza-yagmuri-de-itiqad-ser-o-qisimo-1/

Roportajın 2.kısmında yine "Kirmanco 29 reyî sere dardo we, Çiqa ke sere dardo we kirmanco, alewîyê xo cîya findetê, safîyê xo cîya findetê. Hama na peyên de se kerdo? Alewîyî, safîyî, hatta tirkî werte de yê." denilmesinden "Kırmanc"dan kastın "Kürt" olduğunu anlıyoruz.
http://dersimtv.com/video/pir-riza-yagmuri-de-itiqad-ser-o-qisimo-1/
______________________

Bu yazı 4 parçalı bir yazı dizisinin 4. bölümüdür, diğer bölümler için:

1. KIRD İsmi: http://kurdzaza.blogspot.com/2013/12/zaza-kurtleri-kird-ismi.html
2. KIRMANC İsmi: Şu an burdasınız.
3. DIMILÎ İsmi: http://kurdzaza.blogspot.com/2013/12/zaza-kurtleri-kimlerdir-dimili-ismi.html
4. ZAZA İsmi: http://kurdzaza.blogspot.com/2013/12/zaza-kurtleri-kimlerdir-zaza-ismi.html

_______________________
KAYNAKLAR VE NOTLAR:

(17)M. Dûzgûn, "Torêy ve Adetê Dersimi", Berhem (kovara lêkolinên cıvaki û çandi), Stockholm, no: 1 (Şubat 1988), s. 37
(18)Mustafa Düzgün, "Dersimli Memik Ağa", Berhem (kovara lêkolinên cıvaki û çandi), Stockholm, no: 10 (Ocak 1991), s. 71
(19)Zılfi, "Ferhengok Dımılki-Kurmanci-Tırki", Hêvi (kovara çandıya gışti), Paris, no: 1 (Ilon 1983), s. 113
(20)Şeref Han, Şerefname, Arapçadan çeviren: Mehmet Emin Bozarslan, Ant Yayınları, Istanbul, 1971, s. 190
(21)M. Düzgün, "Torêy ve Adetê Dersimi", Berhem, no: 1, s. 37
(22)Zılfo Xaskar, yagy.
(23)Zılfo Xaskar'ın "Kurmanc" biçiminde yazdığı sözcük, diğer ilgili kaynaklarda da belirtildiği gibi "Kırmanc"dır.

(24)Zılfi, "Folklorê Kurdi ebe Zarava Dımılki", Hêvi (kovara çandıya gışti), Paris, no: 2 (Gulan 1984), s. 114
-Aynı türkü için ayrıca bak. "Dersim Yöresinden Iki Halk Türküsü", Özgürlük Yolu (aylık siyasi dergi), no: 30 (Kasım 1977), s. 94
-Haydar Dersımi, "Derê Laçi", Hêvi (kovara çandıya gışti), no: 6 (Tebax 1986), s. 116
-Firat, "Derê Laçi", Hêvi (kovara çandıya gışti), no: 4 (Ilon 1985), s. 121
-Hemedê Mamekız, "Derê Laçi", Kurdistan Press, Stockholm, no: 71 (27. 4. 1989), s. 9

(25)Zılfi, "Folklorê Kurdi ebe Zarava Dımılki", Hêvi (kovara çandiya gışti), Paris, no: 1 (Ilon 1983), s. 93
Bu türkünün diğer bir varyantı için bak. Fırat, "Seyd Uşe", Hêvi (kovara çandıya gışti), Paris, no: 4 (Ilon 1985), s. 121
(26)Fırat, "Folklorê Dersımi ra-II", Hêvi, no: 5 (Gulan 1986), s. 106
Bava'nın öldürülmesi konusu için bak. Dr. Vet. M. Nuri Dersimi, Kürdistan Tarihinde Dersim, Halep, 1952, s. 272
(27)27 Ağustos 1937 tarihli Cumhuriyet gazetesi "Bahtiyar aşireti reisi Şahin ile amcası dün tepelendi" diye yazar (Aktaran: Yakın Tarih Ansiklopedisi, Istanbul, 1989, c. 10, s. 96).
(28)Munzur Çem, Gülümse Ey Dersim (roman), c. I, Özgürlük Yolu Yayınları, Köln, 1990, s. 304-310
(29)"Dersim Yöresinden Iki Halk Türküsü", Özgürlük Yolu, no: 30 (Kasım 1977), s. 92-94
-Aynı türkünün diğer varyantları için bak. Fırat, "San", Armanc (jı mehê carekê dertê), Stockholm, no: 88 (Çıleya paşin 1988), s. 10; no: 91 (Nisan 1989), s. 10
(30)Hawar, "Çend Lawıkê Qemê Arêyızi", Berhem (kovara lêkolinên cıvaki û çandi), Stockholm, no: 3 (Ilon 1988), s. 59
(31)Usxan, "Dersim ra", Armanc, no: 80 (Gulan 1988), s. 10
(32)Usxan, "Dersim ra", Armanc, no: 81 (Heziran 1988), s. 10
(33)Hasan Dewran, "Ez Ho ra Pers Kon", Mızgin (kovara agahdari û peywendıyê jı bo Kurdên Almanya Federal), Bonn, no: 4 (1/1986), s. 33
(34)Ayre, Stockholm, no: 11 (Adar 1987), s. 2
(35)22 Ekim 1950 Genel Nüfus Sayımı, TC Başbakanlık Istatistik Genel Müdürlüğü Yayınları, Istanbul, 1961, s. 142-144

(36))Bruinessen'in aktardığına göre, E. B. Soan'ın 1912'de yayınlanan bir çalışmasında "sıraladığı 20 aşiretten dokuzu kendilerine 'Kırmanc' diyorlardı.
Bunlar Güney aşiretlerindendi. Pıjder, Bılbas, Şıwan ve Baban" gibi.
-Bak. Martin van Bruinessen, Ağa, Şeyh ve Devlet Kürdistan'ın Sosyal ve Politik Örgütlenmesi, Özgür Gelecek Yayınları, Ankara, 1991, s. 411

(37)Bu sözcüğe yer veren bazı sözlükler şunlardır:
-Mıhemedi Xal, Ferhengi Xal, c. III, Çapxaney Kamerani, Sılêmani (Süleymaniye), 1976, s. 84
-Hezretê Ayetullah Aqay Şeyx Muhemmed Merdûxê Kordestani, Ferhengê Merdûx, Senendec, 1362 [1983], c. II, s. 386
-Giw Mukrıyani, Ferhengi Mehabad, Çapxaney Kurdıstan, Hewlêr, 1961, s. 476
-Hejar, Henbane Borine/Ferhengê Kordi-Farsi, Tahran, 1369 [1991], c. II, s. 612
-D. Izoli, Fer heng Kurdi-Tırki, Tırki-Kurdi, Deng Yayınları, Istanbul, 1992, s. 237

(38)Hezretê Ayetullah Aqay Şeyx Muhemmed Merdûxê Kordestani, s. 386
(39)Aktaran: Mıhemed Salıh Ibrahimi Mıhemedi (Şepûl), Jinaweri Zanayani Kurd Le Cihani Islameti ya Genciney Ferheng û Zanıst, Çapxaneyê Meharet, Tahran, 1364/1985, s. 786-787
(40)Mıhemedi Xal, Ferhengi Xal, yage, s. 83
(41)Muzaffer Erdost, Türkiye Üzerine Notlar, Sol Yayınları, Ankara, 1971,
s. 166, 168
(42)Martin van Bruinessen, "Eşairê Kord ve Dewletê Iran: Morıdê Şûreşê Sımko", Mutale'atê Kordi, Paris, c. 1, şomare: 4 (Tabestan 1365/1986), s. 18
(43)Martin van Bruinessen, Ağa, Şeyh ve Devlet, s. 151 -152
(44)Mıhemed Salıh Ibrahimi Mıhemedi (Şepûl), yage. s. 786
(45)Heci Ce'fer, Gotınêt Mezınan lı Devera Behdinan, Bağdat, 1986, s. 1178-179
(46)Ziyauddin Başa el-Xalidi, El-Hediyetu'l-Hemidiyye Fi'l-Luxeti'l-Kurdiyye, Mektebetu Lubnan, Beyrut, 1975, s. 185
(47)Yusuf Ziyaeddin Paşa, Kürtçe -Türkçe Sözlük, Yeniden düzenleyen ve Türkçeye çeviren: Mehmet Emin Bozarslan, Çıra Yayınları, Istanbul, 1978, s. 218
(48)Ismail Beşikçi, Doğu Anadolu'nun Düzeni, Sosyo-Ekonomik ve Etnik Temeller, 3. basım, c. I, Yurt Kitap -Yayın, Ankara, 1992, s. 191
(49)Perwiz Cihani, "Kurmanc Ki ne?", Sırwe (gowari edebi-ferhengi), Urmiye, no: 16 (Xezelwer 1366), s. 64
(50)Ihsan Nuri, Kürtlerin Kökeni, çeviren: M. Tayfun, Yöntem Yayınları, Istanbul, 1977, s. 140
(51)Taufiq Wahby-C. J. Edmonds, A Kurdish-English Dictionary, s. 77
(52)Bak. Prof. Qanadê Kurdo, Tarixa Edebyeta Kurdi, c. 1, Weşanên Roja Nû, Stockholm, 1983, s. 96
(53)Aktaran: Parwiz Cihani, yagy., s. 64
(54)Bu alıntıdaki "kurd" ve "ekrad" sözcükleri, Türkçe çeviri metninde "Kürt" ve "Akrad" biçiminde idi, ancak ben majüskülle değil doğru olduğuna inandığım biçimiyle yazdım.
(55)Martin van Bruinessen, Ağa, Şeyh ve Devlet, s. 137
(56)Ferit Develioğlu, Türk Argosu, Genişletilmiş 6. baskı, Aydın Kitabevi Yayınları, Ankara, 1980, s. 109)
(57)Haydar Işık, Dersimli Memik Ağa, Belge Yayınları, Istanbul, 1990, s. 64

0 yorum :

Blogger Template by Clairvo